Karıncaları biyolojik olarak incelediğimizde çok farklı şeyler ile karşılaşmaktayız. Çok sert tabakadan oluşan bir başları bulunur ve baş kısmında iletişimini sağlayan 2 adet antenleri vardır. Karıncanın başının alt kısmında çok güçlü yapıda ağızları bulunur ve ağızlarında kesici kıskaçları vardır. Bu kıskaçları ile bitkilerin yapraklarını keserler ve besinlerini bu ağızları ile taşıyıp yuvalarına götürürler. Boyun ve bel kısımları çok ince bir yapıdadır ve bu kısımlardan birçok organlar geçmektedir.
Karınca haşeresinde toplam 4 çift ayak bulunur ve ayaklar göğüs kısmındadır. Karın kısmında ayakları yoktur. Dünyanın her kıtasında bulunurlar. Yaklaşık olarak 20 bin kadar türü bulunmaktadır. Yaşadığı yere ve türüne bağlı olarak farklı büyüklükte olabilmektedir. Bazıları birkaç mm kadarken, bazıları 3 cm kadardır. Hatta amazonda ve tropikal bölgelerde yaşayan daha büyük çeşitleri de vardır.
Türlerine bağlı olarak farklı renklerde olabilirler. Genel olarak kahverengi, siyah, sarı, kızıl, kırmızı vb. gibi birçok renklerde olabilirler. Karınca çok çalışkan bir haşeredir. Günün çoğu zamanını çalışarak geçirir ve çok az bir zaman dinlenen haşeredir. Kendi ağırlığın 50 katı kadar ağırlığındaki eşyaları dahi taşıma gücüne sahiptirler.
Beslenmesinde hem bitkisel ürünleri kullanırlar hem de hayvansal ürünleri kullanırlar. Besin olarak etrafta buldukları böcekleri yediği gibi ölü hayvan leşlerinden de yerler. Karınca grubu, yuvasına taşıdıkları bitki yapraklarını yemezler, bu yapraklar üzerinde yetiştirdikleri mantarları yerler. Çünkü mideleri selülozu eritmez bu bakımdan da yaprakları yiyemezler. En çok insanların besinlerine zarar verir. Evlere ve besinlere dadandığında ne var ne yok hepsini alıp yuvasına götürürler. Bu bakımdan ortalıkta bırakılan her türlü gıdaları ve besinlere toplu halde hücum ederler. Karınca sürüsü ekin alanlarına vardığında ekinin tanelerini ve taze yaprakları kesip yuvasına götürür ve ekinleri kullanılamaz hale getirir.
Yuvasını toprak altına veya ağaç kökleri içine yaparlar ve bir yuva içinde koloni halinde milyonlarca karınca bulunur. Her birinin görevi ise farklıdır. Çok sayıda ürer ve çok çabuk çoğalırlar. Ana kraliçe yuvada bekler, diğer işçi olanlar tarafından beslenir. Bu ana kraliçenin tek görevi çiftleşmek ve yumurta yapmaktır. Yaklaşık olarak 14-15 yıl kadar yaşar. Erkek olanları ise kanatlıdır ve çoğu zaman çiftleştikten sonra ölür. Diğerlerinin ömrü ise yaklaşık olarak 2 ay kadardır.
Karınca haşeresi insanı sokmaz fakat, aç kaldığında insanları dişler ve hatta dişlediği yeri kanatabilecek kadar güçlüdür. Bazı türleri insanlar üzerinde dolaştıkları zaman alerjiye sebep olurlar. Bazıları da evlere geldiği ortamdan mikrop bulaştırabilirler bu bakımdan mücadele etmek gerekir.
Karınca haşeresinde toplam 4 çift ayak bulunur ve ayaklar göğüs kısmındadır. Karın kısmında ayakları yoktur. Dünyanın her kıtasında bulunurlar. Yaklaşık olarak 20 bin kadar türü bulunmaktadır. Yaşadığı yere ve türüne bağlı olarak farklı büyüklükte olabilmektedir. Bazıları birkaç mm kadarken, bazıları 3 cm kadardır. Hatta amazonda ve tropikal bölgelerde yaşayan daha büyük çeşitleri de vardır.
Türlerine bağlı olarak farklı renklerde olabilirler. Genel olarak kahverengi, siyah, sarı, kızıl, kırmızı vb. gibi birçok renklerde olabilirler. Karınca çok çalışkan bir haşeredir. Günün çoğu zamanını çalışarak geçirir ve çok az bir zaman dinlenen haşeredir. Kendi ağırlığın 50 katı kadar ağırlığındaki eşyaları dahi taşıma gücüne sahiptirler.
Beslenmesinde hem bitkisel ürünleri kullanırlar hem de hayvansal ürünleri kullanırlar. Besin olarak etrafta buldukları böcekleri yediği gibi ölü hayvan leşlerinden de yerler. Karınca grubu, yuvasına taşıdıkları bitki yapraklarını yemezler, bu yapraklar üzerinde yetiştirdikleri mantarları yerler. Çünkü mideleri selülozu eritmez bu bakımdan da yaprakları yiyemezler. En çok insanların besinlerine zarar verir. Evlere ve besinlere dadandığında ne var ne yok hepsini alıp yuvasına götürürler. Bu bakımdan ortalıkta bırakılan her türlü gıdaları ve besinlere toplu halde hücum ederler. Karınca sürüsü ekin alanlarına vardığında ekinin tanelerini ve taze yaprakları kesip yuvasına götürür ve ekinleri kullanılamaz hale getirir.
Yuvasını toprak altına veya ağaç kökleri içine yaparlar ve bir yuva içinde koloni halinde milyonlarca karınca bulunur. Her birinin görevi ise farklıdır. Çok sayıda ürer ve çok çabuk çoğalırlar. Ana kraliçe yuvada bekler, diğer işçi olanlar tarafından beslenir. Bu ana kraliçenin tek görevi çiftleşmek ve yumurta yapmaktır. Yaklaşık olarak 14-15 yıl kadar yaşar. Erkek olanları ise kanatlıdır ve çoğu zaman çiftleştikten sonra ölür. Diğerlerinin ömrü ise yaklaşık olarak 2 ay kadardır.
Karınca haşeresi insanı sokmaz fakat, aç kaldığında insanları dişler ve hatta dişlediği yeri kanatabilecek kadar güçlüdür. Bazı türleri insanlar üzerinde dolaştıkları zaman alerjiye sebep olurlar. Bazıları da evlere geldiği ortamdan mikrop bulaştırabilirler bu bakımdan mücadele etmek gerekir.